Faturaya Dayalı İcra Takibi
1-İcra takibi
2-İcra sorgulama
3-İlamlı icra
4-İcra dosyası
5-Edevlet icra sorgulama
6-İcra masraf hesaplama
7-İlamsız icra takibi
8-İcra dosyası sorgulama
Bu konuda ilk önce faturanın hukuki niteliği üstünde durmalıyız. Faturaya dayalı icra takibi konusunda icra takibi nasıl yapılır. Hakkınızda açılan faturaya dayalı icra takibine nasıl itiraz edilir. Tüm bu işlemler hakkında yazımızı okuyunuz. Yapılacak olan işlemlerde uzman bir Ankara İcra Avukatı görüşmeniz sizin için en iyisi olacaktır.
VERGİ USUL KANUNUNDA FATURA
Fatura, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 229, 230. maddelerinde açıklanmış ve tanımlanmıştır.
VUK. “Faturanın Tarifi” başlıklı 229. maddesinde; “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.” denilerek tanımlanmıştır.
Yine VUK. 230. maddesinde bir faturanın münderecatı(zorunlu içeriği) sayılmıştır.
1.Faturanın düzenleme tarihi, seri ve sıra numarası;
2. Faturayı düzenleyenin adı, varsa ticaret unvanı, iş adresi, bağlı olduğu vergi dairesi ve hesap numarası;
3. Müşterinin adı, ticaret unvanı, adresi, varsa vergi dairesi ve hesap numarası;
4. Malın veya işin nevi, miktarı, fiyatı ve tutarı;
5. Satılan malların teslim tarihi ve irsaliye numarası,
1.2-Türk Ticaret Kanununda Fatura
6102 sayılı TTK. 21. Maddesinde , “Ticari işletmesi bağlamında bir mal satmış, üretmiş, bir iş görmüş veya bir menfaat sağlamış olan tacirden, diğer taraf, kendisine bir fatura verilmesini ve bedeli ödenmiş ise bunun da faturada gösterilmesini isteyebilir.” denilerek tanım yapılmamışsa da hangi durumlarda, kim tarafından ve hangi unsurlar çerçevesinde düzenleneceğini zikretmiştir.
1.3-Yargı Kararlarında Faturanın Tanımı
Yargıtay 27.6.2003 tarih ve 2001/1 Esas, 2003/1karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında fatura; “…ticari satışlarda satıcı tarafından alıcıya verilen ve satılan malın miktarını, vasıflarını ölçüsünü fiyatını ve sair hususları veya ifa edilmiş hizmetleri gösteren hesap pusulası olup, ticari bir belge niteliğindedir.” şeklinde tanımlanmıştır.
FATURANIN İSPAT GÜCÜ
6102 sayılı TTK. 21. Maddesinin 2. Fıkrasında ; “Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır.” hükmü ile faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenleme yapılmıştır. Bu hüküm ile faturanın özellikle tacirler arasında ifaya yönelik bir ispat aracı olduğu, süresinde itiraz edilmemekle münderecatından sayılan hususlar yönünden düzenleyen lehine, adına fatura düzenlenenin aleyhine, bir karine getirilmiştir. Bu karine, faturanın ispat gücüne yönelik bir düzenlemeyi ortaya koymaktadır. Ancak önemli olan şudur ki; fatura düzenleyen tacirin anılan karineden yararlanabilmesi için fatura tanzim edenle, adına fatura tanzim edilen arasında akdi ilişki bulunması ve faturanın akdin ifasıyla ilgili olarak düzenlenmesi gerekir. Söz konusu akdi ilişkinin somut belgelerle ispat edilebilir olması, faturaya ilişkin ilgili karineden yararlanma açısından önem arz etmektedir.
“TTK’nın 23/2 maddesi uyarınca keşide edilen faturaya itiraz edilmemiş olması halinde fatura münderecatının kabul edilmiş sayılacağı hükmü ancak taraflar arasında faturanın keşide edilmesine neden olan akdi ilişkinin ispat edilmesi durumunda geçerlidir.” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi T. 8.6.1988 E. 1988/60 K. 1988/3809)
“Davaya dayanak alınan faturanın Türk Ticaret Kanunu’nun 23. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur. Mahkemenin kabulünde ve somut olayda olduğu gibi, açıklanan koşullar gerçekleşmeden sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdi ilişkinin kurulmuş olduğunu, iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamaz.” (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 07.03.2008 E. 2007/2029 K. 2008/1483)
FATURAYA İTİRAZ
“Bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde, faturanın içeriği hakkında itirazda bulunmamışsa bu içeriği kabul etmiş sayılır” hükmünün ispat açısından önemli olduğunu söylemiştik. Buna göre 8 günlük süre ispat açısından karine yaratmakta ve bir tarafa avantaj sağlamaktadır. Hükümde belirtilen 8 günlük süre hak düşürücü süre veya zaman aşımı süresi değildir, yalnızca ispat açısından karinenin hangi tarafa geçeceği hususunda önem arz etmektedir.
Söz konusu 8 günlük süre, faturanın alıcıya tebliği tarihinden itibaren başlar. Önemle belirtmek gerekir ki, itirazın işbu süre içerisinde karşı tarafa varmış olması geçerli bir itiraz bakımından gerekli değildir. Bu bakımdan, itiraz mektubunun sekiz gün içerisine postaya verilmiş olması yeterlidir. İşbu sürenin hesabında faturanın tebellüğ edildiği tarih hesaba katılmaz. Örneğin, ayın 10’inde tebliğ edilen bir fatura için son itiraz tarihi aynı ayın 18’dir. Her ne kadar faturaya itiraz şekle tabi olmasa da, sürenin işlemeye başlaması için tebliğin şart olduğu dikkate alındığında, faturanın karşı tarafa kanıtlanabilir bir yolla (noter, teslim alındı kayıtlı gönderi vs.) ulaştırılması faydalı olacaktır.
Yargıtay kararlarına göre itiraz edilen fatura, artık alıcı aleyhine delil oluşturmayacaktır. Diğer bir deyişle, faturanın içeriğinin doğruluğunu ispat etme yükümlülüğü, faturaya itiraz edilmesiyle birlikte faturayı düzenleyene (satıcıya) geçmektedir.
“Faturanın sözleşmenin kurulması safhasıyla ilgili olmayıp ifasına ilişkin olması nedeniyle öncelikle taraflar arasında temel bir borç ilişkisinin bulunması gerekir. TTK’nın 23. maddesinin 2 ve 3. fıkrasındaki karine aksi ispat edilebilen adi bir karinedir. İkinci fıkra gereği sekiz gün içinde faturaya itiraz edilmesi durumunda fatura münderecatının doğru olduğunu faturayı düzenleyen tacirin ispat etmesi gerekir.”( 24.12.2003 Tarih ve 25326 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yargıtay İçtihatları Birleştirme Hukuk Genel Kurulu’nun 27.06.2003 Tarih ve E:2001/1, K:2003/1 sayılı kararı)
FATURAYA DAYALI İCRA TAKİBİ
Fatura alacaklısı aralarında bir ticari ilişkiye istinaden düzenlediği fatura borcunu borçludan tahsil edemediği durumda icra takibine başvurabilir. Bunun için Ankara İcra Avukatı ile çalışılmasını tavsiye ediyoruz. Burada asıl önemli olan faturanın gerekli yasal şartları taşıyor ve faturaya dayanan ticari ilişkinin ispatlanabilir olmasıdır. Bir de faturanın borçluya teslim edilmiş olması veya olmaması durumu önem arz etmektedir. Ayrıca belirtmek gerekir ki, fatura teslim edilsin veya edilmesin, muhakkak ticari deftere işlenmelidir. Bu durum, TTK uyarınca ‘kesin delil’ niteliğinde sayılan ticari defterlerin itiraz halinde açılacak davada alacaklı lehine çok önemli bir delil olacağını unutmamak gerekir. Ancak her ne kadar ticari defterler kesin delil olarak nitelendirilse de Yargıtay içtihatlarınca faturanın dayandığı ticari ilişkinin veya sözleşmenin ispatında yeterli sayılmamaktadır.
İcra takibine Ankara İcra Avukatı ile başlanmadan önce düzenlenen faturanın borçluya teslim edilmesi gerekmektedir. Bu teslim elden olabileceği gibi, kargo veya iadeli taahhütlü posta yolu ile de olabilir. Borçlu fatura kendisine ulaştıktan 8 gün içinde faturaya itiraz edebilir. Etmez ise faturanın içeriği kabul edilmiş sayılır. Borçlu olmadığını borçlunun ispatlaması gerekir.
Borçlu faturaya 8 gün içinde itiraz ederse, yine faturaya dayalı icra takibi yapılabilir ancak bu sefer alacaklı olduğunu ve faturada yazan mal/hizmeti borçluya teslim ettiğini ve bedelin aralarındaki anlaşmaya uygun olduğunu alacaklı ispat etmek zorunda kalacaktır.
“Davaya dayanak alınan faturanın Türk Ticaret Kanunu‘nun 23. maddesi gereğince kesinleşmiş ve tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi için, fatura konusu işle ilgili yanlar arasında sözleşme yapıldığının yasal delillerle kanıtlanması ve bedeli uyuşmazlık konusu işin de kabul edilebilir yeterlikte iş sahibine teslim edildiğinin yüklenici tarafından kanıtlanmış olması zorunludur. Mahkemenin kabulünde ve somut olayda olduğu gibi, açıklanan koşullar gerçekleşmeden sadece faturanın karşı tarafa tebliğ edilmiş ve itiraz edilmemiş olması yanlar arasında akdi ilişkinin kurulmuş olduğunu, iş bedelinin istenebilir olduğunu kanıtlamaz.” (Yargıtay 15. Hukuk Dairesi, 07.03.2008 E. 2007/2029 K. 2008/1483)
FATURAYA DAYALI İCRA TAKİBİNE İTİRAZ
Eğer aleyhinize faturaya dayalı icra takibi başlatılmış ve tarafınıza bir icra emri gönderilmiş ise ilk yapmanız gereken icra emrini tebliğ aldığınız tarihten sonra 7 gün içinde tebligat gönderen icra dairesine yazılı ve ya sözlü itirazda bulunmak olmalıdır. İcra emri, muhtara veya bir çalışanınıza tebliğ edilmiş ise, tebliğ tarihi onlara yapılan gün sayılacaktır. İcra takibine itirazı Ankara İcra Avukatı ile yapmanızı tavsiye ediyoruz.
İtiraz sonucu icra takibi duracaktır. Ancak karşı tarafın itirazın iptali veya kaldırılması için dava açma durumunda; eğer haksız olarak itiraz ettiyseniz bu dava sonunda, takip miktarının üzerine, yargılama giderleri, avukatlık ücreti, faiz ve %20 oranında icra inkar tazminatı eklenecektir. Bu nedenle, size böyle bir tebligat yapıldığında, en az zararla sonuçlanması için bir avukattan destek almanız gerekmektedir.
İTİRAZIN KALDIRILMASI VEYA İPTALİ DAVASI
İcra emri gönderilen borçlu 7 günlük yasal süre içinde itirazda bulunmuş ise takip duracaktır. Bunun üzerine alacaklı olarak itirazın kaldırılması ve ya iptali için dava açmanız gerekmektedir. Ayrıca borçlunun haksız olarak takibe itiraz ettiğini düşünüyor iseniz, icra inkar tazminatı olarak, takip bedelinizin %20’si oranında tarafınıza tazminat ödenmesini talep edebilirsiniz. Bu konuda İcra Avukatı ile görüşmeniz iyi olacaktır.
Davada fatura içeriğindeki malı sattığınızı, teslim ettiğinizi, bedelinin anlaşmaya uygun olduğunu ve faturanın borçluya gönderildiğini ve sizin de ticari defterlerinize işlendiğini ispatlamanız gerekmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ticari defterler TTK gereğince kesin delil teşkil etse de tek başlarına ispata yeterli olamayabilirler. Dolayısıyla davayı kazanmak ve alacağınızı tahsil edebilmek için gerekli hukuki şartları sağladığınızdan ve mevut belgelerinizin buna yeterli olduğundan emin olmalısınız.
Yargılama safhasında, ticari defterleriniz, teslim belgeleriniz ve mevcut delilleriniz incelenecek ve alacaklı olup olmadığınıza karar verilecek ve böylelikle takibin devamına veya iptaline karar verilecektir.
AVUKAT TUTMAK ZORUNLU MUDUR?
İcra Avukatı tutma zorunluluğu var mı diye merak eden kişiler, İcra Avukatı tutma gibi bir zorunluluk yoktur. Şahıslar kendileri, şirketler de yetkilileri aracılığı ile bu takibi başlatabilirler. Ancak, baştan sona teknik ve hukuki koşullarla dolu bir süreç olduğundan ve yapılan bir hata neticesinde, gerçekten alacaklı olduğunuza bakılmaksızın taleplerinizin reddedilmesi olasıdır. Bu riskle karşı karşıya kalmamak için, konusunda uzman bir İcra Avukatı hizmeti almanız önemlidir. Bu sayede hem alacağınızı tahsil etme hem de hukuki süreçleri daha hızlı ve hatasız tamamlama şansınız olacaktır.